29 Kasım 2016 Salı

Fidel Castro



Fidel Alejandro Castro Ruz, 1961 yılında Küba'da evlilik dışı bir ilişki sonucu doğmuştur. Eğitimini Santiago şehrinde Katolik okulunda ve Havana şehrindeki Hristiyan lisesinde öğrenim görmüştür. 1945 yılında Havana Üniversitesi'nde eğitime başladı. 1947 yılında Dominik Cumhuriyeti'nde devrimci harekatına katıldı. 1947 yılı içerisinde Küba Halk Partisi'ne girdi. 1948 yılında Kolombiya'daki kent ayaklanmasına katıldı. 1950 yılında hukuk alanında mezun oldu. 1950 ve 1952 yılları arasında avukatlık yaptıktan sonra Meclis seçimleri için partisinden adaylığını açıkladı. Ama Küba'nın eski başkanı arasında yer alan General Fulgencio Batista seçimleri iptal etti.


Küba Devrimi Başlangıcı, 1953 yılı başlarında Batista diktatörlüğünü devirmek amacıyla bir grup oluşturdu ve 26 Temmuz'da Santiago şehrinde bulunan Moncada Kışlası'na baskın düzenledi. Başarısızlıkla sonuçlanan baskının ardından tutuklandı. 16 Ekim günü Santiago şehrinde Yüksek Mahkeme'nde yapılan yargılamada '' Sayın yargıç siz beni mahkum edin! Tarih beni haklı çıkaracaktır.'' cümlesiyle savunmasını yaptı. Mahkeme kararı 16 yıl mahkumiyet ile sonuçlandı. Juventud adasında 21 ay hapis kaldıktan sonra Batista'nın emriyle cezası bağışlandı. 1955 yılında Amerika'ya giderek 26 Temmuz Harekatı adında yeni bir örgüt kurdu. 2 Aralık 1956 tarihinde Alberto Boyo ile birlikte Küba'ya dönerek Oriente şehrine gittiler. Raul Castro ve Ernesto Che Guevara'nın da aralarında bulunduğu bir grup Maestra Dağlarına çekildi. Bu dağlarda Batista'nın askerlerine karşı savaştılar. Desteğini yitiren Batista, 31 Aralık 1958 yılında Dominik Cumhuriyetine kaçtı. 1959 yılında Havana şehrine girdi ve başbakanlık görevine getirildi. 


İktidarlık Dönemi, ilk olarak hayat şartlarındaki pahalılıkları düşürmekle ve toprak reformu yapmakla başladı. 40 hektarlık üzerindeki toprak bedelleri 20 yılda ödenmek üzere kamulaştırılarak halka işletilmeye verildi. Toprakların kamulaştırılmasından zarara uğrayan Amerika Birleşik Devletleri şirketleri, Küba'ya ekonomik ambargo uyguladı. Küba buna karşılık olarak Amerika Birleşik Devleti ile şeker ticaretini keserek Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne satmaya başladı.
Amerika Birleşik Devletleri şirketleri, Küba'nın Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nden şeker karşılığı alınan petrolü işlemeyi reddedince Castro refineleri devletleştirdi. Bu gelişme üzerine Amerika Birleşik Devleti ile Küba arasında büyük bir kriz oluşmaya başladı. 1961 yılında gerçekleştirilen Domuzlar Körfezi çıkartması başarısızlıkla sonuçlandı. Çıkartmanın ardından Castro tarafından yayımlanan Havana Bildirisi ile Küba'nın ilk kez sosyalist politika izleyeceğinin dünyaya duyurdu. 1962 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği Küba'ya Balistik füzeler yerleştirmesi ve Amerika Birleşik Devleti'nin Küba'yı deniz ablukası altına almasıyla nükleer savaş yaşanma noktasına gelindi. Amerika Birleşik Devleti'nin Küba hükumetini devirmek için hiç bir girişimde bulunmayacağını söylemesi ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin, Türkiye'deki Amerikan füze rampalarının kaldırması durumunda nükleer silahlarını Küba'dan çekmeyi kabul etmesiyle kriz büyümeden sakinleşti. Ülkesi adına çok yönlü ve kapsamlı uygulamalar başlattı. Okuma yazma seferberliği sayesinde okuryazarlık oranı yüksek bir seyir izledi. Okullar açılarak eğitimin yaygın hal alması sağlandı. İşçilik büyük ölçüde kaldırılarak yerine çalışma yükümlülüğü getirildi. 
Küba, 1968 yılına kadar bağımsız sosyalist politika izlemeyi sürdürdü. 1968 yılından sonra Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile askeri ve ekonomik yakınlaşma süreci içinde dönük dış politika izledi. Bütün bu devrimlere rağmen Küba ekonomisinin tek yönlü olması ve dönüştürme hareketlerinin sonuç vermemesi üzerine 1970 yıllarında sıkıntılar yaşamaya başladı. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin mali desteği önem kazandı. 1989 yılında ordu komutanlarının karıştığı yolsuzlukların ortaya çıkması yönetimi sarstı. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'yle ticaret yapısının küçülmesi ve ekonomik yardımın ortadan kalkması Küba üzerinde etkileri göstermeye başladı.


Sağlık Sorunları, 31 Temmuz 2006 tarihinde yetkilerinin geçici olarak başkan yardımcısı ve kardeşi Raúl'a devretti. 19 Şubat 208 tarihinde açıklamasında Devlet Konseyi Başkanlığı'nı bıraktığını açıkladı. 25 Kasım 2016 tarihinde uzun süredir var olan hastalığı yüzünden hayatını kaybetmiştir.


Atatürk Hakkında Görüşü, hayranlığını bu sözleriyle dile getirdi. 

''Devrimci Kemal Atatürk bizim esin kaynağımız oldu. 1919'da Anadolu'dan emperyalistleri atmak için, Bandırma gemisiyle Samsun'a çıktı. Büyük Zafer Kazandı. Biz de tam 40 yıl sonra, ülkemizden faşistleri kovmak için Granma gemisiyle Havana'ya çıktık. Biz de zaferle kucaklaştık.''

Kendisini ziyaret eden Türk heyetine yine Atatürk'e duyduğu hisleri şu sözlerle dile getirdi.

''Ben bu devrimi gerçekleştirdim. Ama Atatürk'un yaptığını yapamazdım. Türkler sağdan sola doğru yazarken Harf Derimi ile tam tersi yönde yazmaya başladı. Kıyafet Devrimi ve Medeni Kanun'la kadınlara getirilen statü çok önemliydi. Ona ve devrimlerine hayranım. Kendinize başka bir önder aramayın.''


İfadelerİfadeler