24 Ocak 2017 Salı

Maraş Katliamı


Maraş Katliamı, 19-26 Aralık 1978 tarihleri arası da Kahramanmaraş'ta meydana gelen Alevi ve Sünni inançlı toplumlar arasında yaşanmıştır. Türkiye Cumhuriyet'inin en önemli katliamlarından biri olarak bilinmektedir.  


Katliam Öncesi, 7 Nisan 1978 tarihinde Ankara'da iki bombalı paket yapılır. Biri Malatya Belediye Başkanına gönderilir. Gönderilen paketi açması sonucu kendisi, gelini ve iki torunu hayatını kaybettiler. Diğer paket ise Kahramanmaraş'ta Pazarcık Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanına gönderilir. Gönderilen paketi kuşkulanıp almaz, ancak postane memurları paketi açmaları sonucu patlar ve bir memur ağır yaralanırken, bir memur ise hayatını kaybeder. Daha sonra hazırlanan iki ayrı bomba biri Adıyaman'a ve diğeri Adana'ya gönderilir ve benzer etmenlerle patlar. Yapılan incelemelerde patlayıcı maddenin Nükleer Araştırma Merkezinden alındığı şüphesiyle kuruluş kapatılır ve soruşturma başlar.  


Dönemin Cumhuriyet Halk Partili Başbakanı, hazırlanan bombalarla ülkü ocaklarının ilişkisinin araştırılacağını söyler.


(Dönemin başbakanı Bülent Ecevit)

Bunun üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Malatya'da meydana gelen patlamanın Erzurum ve Kahramanmaraş'ta da çıkabileceğini açıklar.


(Dönemin Milliyetçi Hareket Partisi Alparslan Türkeş)

Bu açıklamadan sonra Erzurum'da 500 kişiye yakın ülkücü adı verilen kişilerce Atatürk Üniversitesindeki sol görüşlü öğrencileri ve öğretim üyelerine saldırırlar. Diğer ülkücü grup ise sol görüşlü esnafların iş yerlerini tahrip etmişlerdir.  



Güvenlik güçleri Maraş sokaklarında sıkı önlemler almışlardır. Maraş'ta iki gençten şüphelenip gözaltına alırlar. Bu kişilerin üzerinden patlamaya hazır üç dinamit lokumu bulunur. Kentte geniş çapta arama yapılır. Aramada çok sayıda kişi gözaltı alınır. Ayrıca bir kaç silah, mermi ve patlayıcı ele geçirilir. Göz altına alınanlar itiraflarında bir çok yeri bombaladıklarını ve iki gizli örgüt için çalıştıklarını söylemişlerdir. Ayrıca itiraflar sonucu Maraş'ta bir cami avlusuna gömülmüş beş adet dinamit bulunmuştur. 



Emniyet yetkilisine göre, kentte meydana gelen patlamalar provokasyon olduğu ortaya çıkarılmış ve sonrada suçu solcu gruplara yüklemek istiyorlardı. 


Görevli olduklarını söyleyen kişiler Alevi ve solcuların oturdukları yerleşim yerlerinde, nüfus sayımı yaptıklarını söyleyip konutları dolaşmışlar eve yeni numara verdikleri kapıları kırmızı boyayla işaret koymuşlardır. 



Katliam, 19 Aralık'ta çiçek sinemasına o dönemde ender milliyetçi filmlerinden biri gösterimdeyken ülkücü bir kişinin sinemaya attığı bomba patlamıştır. Patlamanın olduğu bölgeye doğru gelen faşist bir grup ''Kanımız aksa da zafer İslam'ın'' ve Müslüman Türkiye'' sloganlarıyla ilerleyip Cumhuriyet Halk Partisi binasına saldırmışlardır. Kahramanmaraş Ülkücü Gençlik Derneği başkanı Ankara'ya telefon ederek yardım talebinde bulunur. 



20 Aralık günü Alevilerin olduğu bir kıraathane bombalanır. 21 Aralık günü Tüm Öğretmenler Birleşme ve Danışma Derneği üyesi iki öğretmen öldürülür. Ertesi gün bu iki öğretmenin cenazesini taşıyan kalabalığa ''Komünistlerin ve Alevilerin cenaze namazı kılınmaz'' diyerek tahrik ettiği kalabalığa saldırdılar. Cami imamının verdiği cuma vaazında şunlar söylenmiştir. ''Oruç tutmak namaz kılmakla hacı olunmaz, bir Alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır; bütün din kardeşlerimiz hükumete ve komünistlere, dinsizlere karşı ayaklandılar; çevremizde bulunan Alevileri ve Cumhuriyet Halk Partisi Sünni imansızları temizleyeceğiz.''



Kalabalık dağılır ve cenazeler ortada kalır. Güvenlik güçlerinin müdahalesiyle karşılaşan saldırgan kitlede kent içlerine dağılarak Alevi ve Cumhuriyet Halk Partililere ait iş yerlerini tahrip ederler. Çatışmalarda 3 kişinin öldürülmesine sebebiyet verirler.


23 Aralık günü Kahramanmaraş'taki olaylar daha da artarak Solculara ve Alevilere dönük bir kıyıma dönüştü. 24 Aralıkta saldırganların polis kuvvetleri üzerine yönelmesiyle güvenlik güçleri ile halk arasındaki çatışmayı önlemek amacıyla bütün güvenlik güçleri görev dışı bırakılıp kent dışına çağrıldı. 



Sünni kesim bunun üzerine Solcu ve Alevi kişilerin üzerinde baskıyı arttırıp kaos ortamı yaşandı. Saldırgan kesimin çevre köy ve ilçelerden getirdiği silahlı gruplar Solcu ve Alevilere yönelik kıyımlar başladı.  



''Komünistleri bırakmayın, Allah yoluna kesin, sütçü İmam aşkına vurun. Bugün cihad günüdür. bir Alevi öldüren cennete gider. Alevileri öldürelim, memleketi temizleyelim. Alevileri öldürün, şahit kalmasın'' diye bağıran faşistler, Alevi ve solcuların yaşadığı mahallelere saldırırlar. 



Bu yerleşim yerlerini tarayıp, bombalayıp ve kundakladıktan sonra kuşatma altına alınıp hastaneye götürülmesi engellendi. 



 Kadın, çocuk, yaşlı, hamile, hasta ayrımı yapmadan vahşice öldürüldü. 


Faşistlerin ''Alevi dinsiz ve sünnetsiz'' provokasyonuyla, sünnetli olup olmadığıma bakıldı. Sünni mahallelerin de önceden boyayla işaretlenmiş Alevi evlerine baskınlar yapılıp öldürüldü. 



25 Aralık akşamı saldırılar tamamen yatıştı. Başbakanın açıklaması olayın kendisine uzun süredir direndiği sıkıyönetim talebine zorlamak için kontrgerillalar tarafından çıkarıldığını belirtti.   


26 Aralık sabahı Kahramanmaraş, Malatya, İstanbul, Ankara, Adana, Elazığ, Bingöl, Erzurum, Erzincan, Gaziantep, Kars, Sivas ve Şanlıurfa illerinde sıkıyönetim ilan edilmiş, daha sonra bu iller arttırılmıştır.


Saldırı sonucu resmi açıklana sayılara göre ölü sayısı 111, yaralısı ise 1000 üzerinde olduğu söylenmektedir. Ayrıca 552 ev ve 289 iş yeri tahrip edilip yıkıldı. 


Yargılama, sıkıyönetim mahkemelerinde açılan davalarda sağ ve aşırı sağ görüşlü olarak nitelenen 804 kişi hakkında dava açılmıştır. Sanıkların 29 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis ve 321 kişide 1 ile 24 yıl arasında hapis cezaları ile sonuçlardı. Daha sonra sıkıyönetim mahkemelerinin kararı Yargıtay tarafından bozulmuş ve idam cezaları uygulanmamıştır. 



Katliama müdahil 3 avukatı öldürülmüştür. Ceza alan kişilerde 1991 yılında yılında Terörle Mücadele Kanunu gerekçesi gösterilerek dava ertelendi ve daha sonra da serbest bırakıldı. Bu kişilerden bazıları daha sonra milletvekili olarak Türkiye Millet Meclisi çatısı altında bazı partilerce halkı temsil etme şerefi verildi. 



Olayın bir numaralı sanığı ise yargılanıp beraat etti ve soyadı değişti. 1991 yılında Refah Partisinde 19. Kahramanmaraş milletvekili seçildi. 


(Bahsi geçen bir numaralı sanık Ökkeş Kenger soyadı değişerek Şendiller oldu.)

Gizli Raporlar, Basında ve kamuoyuna yansıyan belgelere dayanarak, o dönemin İçişleri bakanı tarafından özel bir ekip kurulup konu üzerinde araştırma yapılıp rapor hazırlanır. Hazırlanan rapor gizli tutulur, fakat belge sızdırılır. Raporda katliamın planlayıcıları 26 seyyar Milli Piyango satıcısı görünümünde şehre geldikleri saptanmıştır. Bahçelievler katliamı sanıklardan Ünal Osmanağaoğlu, Haluk Kırca, Bünyamin Adanalı, Ahmet Ercüment Gedikli isimleri katliam öncesi ve günü Kahramanmaraş'ta oldukları kaydedildi. 

(Katliamın simgesi, anne karnında kurşunla öldürülmüş doğmamış bebek)

Sızdırılan Raporlardan Bazı Bölümler;

*18.12.1978 tarihinde, Ülkücü Gençlik Derneği Maraş şubesi ikinci başkanı Mustafa Kanlıdere, Ökkeş Kenger ve üçüncü başkan Mustafa Tecirli'ye halkı kışkırtmak, tahrik etmek ve isyanı sağlamak için solcuların attığı süsü verilmek kaydıyla, tahrip gücü az bir dinamit atılmasını emretmiştir. Atılacak dinamit için Başkan Mehmet Leblebici ile görüşür ve bir köye gelir, aynı gün birinci başkan Leblebici Ankara'ya hareket eder.

*15 gün öncesinden itibaren , gelecek program olarak Zeynel ile Veysel filminin parçası gösterilmişken ve ayrıca yedek olarak sıradaki iki film daha bulunurken, Adana Maraş Ülkücü Gençlik Derneği şubesine gelen iki şahsın getirdiği bu film Güneş Ne Zaman Doğacak, 16 Aralıkta aniden gösterime sokulmuştur.

*Patlama sesinden sonra ilk kaçan Salman Ilıksoy'un peşine peşine düşülür. 40 metre sonra yakalanır ve şehir karakoluna götürülür. Bu sırada patlama olayını ve bombayı atanı gördüğünü ve tanıdığını ifade eden Cuma Avcı isimli şahıs da karakola getirilir. Salman Ilıksoy, polis memuru Mahir Güney ve polis memuru Hasan Aydın, bombayı atanı tanırım diyen Cuma Avcı'nın karşısına çıkarılır. Cuma Avcı ortada bulunan polis memuru Hasan Aydın'ı göstererek, tanıdığını bildirir. Emniyet Müdürü Yardımcısı Hüsnü Işıklı'nın ikazı üzerine ikinci kez polis memuru Hasan Aydın'ı göstererek tanıdığını bildirir. Teşhise katılan dışarı çıkartılır. Konu için zabıt tutulmaz. Bu arada tanık Cuma Avcı'ya, o polis memuru idi. Suçlu o değil. Bombayı atan parkalı olur. Onlar uzun bot giyerler, sakallıdır. bıyıklarına dikkat ettin mi ? gibi şeyler söylenir. Sonra Salman Ilıksoy yine amir odasına teşhis için alınır. Ve tabi bombayı atan atan şahsı ısrarla tanır ve teşhis eder. Son olarak, Emniyet Müdürü Kamuran Korkmaz'ın emriyle ayı karakolun bir başka odasına geçilerek, dosyada bulunan teşhis zaptı düzeltilir.

*Olaylardan önce, Ankara İli Bahçelievler, Karşıyaka ve Keçiören semtlerinde oturdukları bilinen Hüseyin Yıldız, Ünal Ağaoğlu, Haluk Kırcı, Mustafa Özmen, Mustafa Dülger, Remzi Çayır, Mustafa Demir, Bünyamin Adanalı, Ahmet Ercüment Gedikli, Mustafa Korkmaz ve İsmail Ufuk ile Mehmet Gürses isimli şahısların Kahramanmaraş iline gittikleri öğrenilmiştir. Yine İskenderun Demir Çelik İşletmesinde Fabrika Stok Kontrol Müdür Muavini olan Hayri Kuşçu, Çelik-İş Sendikası yetkililerinden Tuncay Terekli isimli şahısların olaylardan önce ve olaylar sırasında Maraş'a gittikleri öğrenilmiştir.

*19-25 Aralık 1978 tarihleri arasında Kahramanmaraş ili otellerinde kalan kişilerin günlük kayıtlardaki isim listesine göre raporda geçen şüpheliler, meslekleri bir seferinde terzi, bir seferinde çiftçi gibi değişik kayırlar alınmıştır. Adıyaman ilinden gelerek Çelik Palas Otelinde 19-20 Aralık 1978 tarihinde yatan ve kendilerinin milli piyangocu olarak tanıtan 26 değişik isimli şahısların Milli Piyango İdaresinden alınan,  26 Ocak 1979 tarihi ve 013/653 sayılı yazıları ve ekinde bulunan belgelerden, ne sabit ne de seyyar bayii olmadıkları anlaşılmıştır. Yine ekte bulunan 013 sayılı yazıdan, yalnız 9 ve 31 Aralık günlerinde çekiliş yapıldığı anlaşılmıştır. Kahramanmaraş ilinde yeteri kadar Milli Piyango bayii vardır. Ve 19-22 Aralık günlerinde çekiliş olmayacağına göre, sahte meslek göstererek kalan bu kişilerin, olaylardan haberdar olarak gelmiş militanlar oldukları kanısı olduklarına varılmıştır.

*Milli Piyangocuların Kahramanmaraş'a doluştuğu bu günlerde bazı evler ve iş yerleri üç hilal çizilerek, bazıları ise üzerilerine çarpı konularak işaretleniyor, şehirde çeşitli yerde solcular, Aleviler ve hükumet aleyhine slogan yazılıyordu.

*22 Aralık 1978 günü Kahramanmaraş'ta olaylar patlak verdiğinde iki ayrı telefon görüşmesi yapıldığı saptanmıştır.

*İskenderun Demir-Çelik İşletmesinde çalışan Alaattin Eryaman isimli şahıs, Kahramanmaraş İli 3050 numarasındaki kişinin benzinlikte toplandık, mahallelere saldırdık dediği öğrenildi.

*Adana ilinden bir şahıs, Malatya Özel Doğu Kliniği Doktora Muhittin Turgut'u telefonla aramıştır. Yapılan bu telefon konuşması sırasında, Adana'daki şahıs, Kahramanmaraş'tan oraya yaralılar gelecek, dikkatli olun demiştir. Muhittin Turgut, orasını bana bırakın, Malatya olaylarında bir açık verdim mi ki bunda vereyim. Malatya olaylarında ne şekilde çalıştığımı sizde bilirsiniz. karşılığını vermiştir.



CIA, Radio France Internationela 27 Aralık'ta yayınladığı Kahramanmaraş olaylarında ''Yabancı gizli servislerin, özellikle Amerika Birleşik Devleti Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA'nın rolünün olduğuna değinmişti. 
Amerika Birleşik Devleti Büyük Elçiliği Katibi Alexander Peck Kahramanmaraş'ta bulunmaktaydı. Maraş Emniyet Müdürü'de bazı Amerikalı kişilerin Maraş Olayları öncesi kente geldiklerini ve otelde kaldıklarını açıklamıştı. Aynı şahısların Çorum, Amasya ve Tokat'ta olduğunu da söylemişti. 

MİT,  İçişleri Bakanı, MİT'in bu hükumete olay ile ilgili hiç bir istihbarat vermediğini ve Kahramanmaraş'taki katliama bizzat katkı yaptığını açıklamıştır.
3 Ocak 1979 tarihinde Başbakan gönderilen raporda olayın organize edilmesinde MİT'in rolüne dikkat çekiliyordu. 

Maraş Katliamı Tanıkları; 






CNNTürk 05.01.2013 Tarihinde Hazırladığı Belgesel;


İfadelerİfadeler